Şanlıurfa, binlerce yıllık geçmişiyle yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli kültür ve medeniyet merkezlerinden biri olarak kabul edilir. Arkeolojik bulgular, kentin tarihinin 12 bin yıl öncesine uzandığını gösterirken, Urfa’yı "medeniyetin doğduğu şehir" olarak tanımlayan araştırmalar her geçen gün güçleniyor.
Dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi olan Göbeklitepe, Urfa’nın tarih sahnesindeki yerini benzersiz kılıyor. M.Ö. 10.000’li yıllara tarihlenen bu yapı, insanlık tarihinin avcı-toplayıcı döneminde bile ileri bir sosyal ve kültürel örgütlenmenin varlığını kanıtlıyor.
Urfa, aynı zamanda birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir. Sümerler, Babiller, Asurlular, Persler, Roma ve Bizans İmparatorlukları ile Emeviler, Abbasiler ve Selçuklular kentin tarihinde iz bırakmış önemli uygarlıklardan sadece birkaçı. Her dönemden kalan yapılar, mimari dokuyu çeşitlendirerek şehrin kültürel zenginliğini artırmıştır.
Peygamberler şehri olarak bilinen Urfa, Hz. İbrahim’in doğduğu yer olarak da kabul edilir. Balıklıgöl efsanesi ve Harran Ovası’nın tarih boyunca bilim ve astronomi merkezi olması, şehrin manevi ve ilmi yönünü öne çıkarır.
Tarihi çarşıları, hanları, taş konakları ve kadim gelenekleriyle Urfa, geçmişi bugüne taşıyan nadir şehirlerden biridir. Zengin mutfak kültürü, müziği ve halk anlatılarıyla da yaşayan bir kültür hazinesi olmayı sürdürmektedir.
Urfa’nın geçmişi, yalnızca bir şehir tarihi değil; insanlık tarihinin önemli bir bölümünü aydınlatan eşsiz bir mirastır.