Şanlıurfa Tabip Odası ile kentteki sivil toplum kuruluşları, Balıklıgöl Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde bir doktor ve güvenlik görevlisine yönelik bıçaklı saldırıyı kınayarak hastane önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada sağlıkta şiddetin son bulması çağrısı yinelendi.
Şanlıurfa Tabip Odası ile kentte bulunan sivil toplum kuruluşları, Balıklıgöl Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde yaşanan bıçaklı saldırının ardından hastane önünde basın açıklaması düzenleyerek olaya tepki gösterdi.
Önceki gün Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde bir şahıs, acilde bulunan güvenlik görevlisi ve doktora bıçaklı saldırıda bulundu .
Bıçaklı saldırıda bulunan şahıs kısa sürede gözaltına alınırken doktorlar iş bırakma kararı aldı.
Şanlıurfa Tabip Odası, bugün saat 12:30’da Balıklıgöl Devlet Hastanesi Acil Servisi önünde kentte bulunan sivil toplum kuruluşları ile birlikte basın açıklaması düzenledi.
Sivil Toplum Kuruluşları adına Şanlıurfa Tabip Odası Genel Sekreteri Dr.Derya Bulgur basın açıklamasını okudu.
Yapılan basın açıklamasında, sağlıkta şiddete karşı cezasızlığın son bulması için, Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından hazırlanan "Sağlıkta Şiddet Yasası" bir an önce yasalaştırılması gerektiği vurgulandı.
Sağlık sistemine yönelik eleştirilerin dile getirildiği açıklamada, yetkililere “Kaç doktor daha yaralanmalı, kaç hemşire daha darp edilmeli, kaç sağlık emekçisi daha ölmeli?” soruları yöneltildi.
"Bu ilk değil, son da olmayacak"
Dr. Derya Bulgur’un yaptığı basın açıklaması şöyle:
“30 Temmuz 2025 akşamı Balıklıgöl Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde görev yapan bir meslektaşımız ve bir güvenlik görevlisi, Acil Servis’e elini kolunu sallayarak gelen bir kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğramış, yaralanmışlardır. Meslektaşımız ve çalışma arkadaşımız geçirdikleri ameliyatın ardından hâlâ yatarak tedavi görmektedir. Bu saldırıyı lanetliyor, kendilerine acil şifalar diliyoruz.
Ancak artık sadece “geçmiş olsun” demeyeceğiz.
Çünkü bu saldırı münferit değil.
Çünkü bu ilk değil, son da olmayacak.
Çünkü bu şiddetin faili yalnızca bıçağı tutan el değil.
Bu saldırının asıl sorumlusu, yıllardır sağlık sistemini müşteri-hasta pazarına çeviren; sağlık çalışanlarını hedef gösteren, tüketimi körükleyen ve emeğimizi değersizleştiren politikalardır. Hekim ile hastayı karşı karşıya getiren bu sistem, her geçen gün biraz daha parçalanmakta, şiddeti normalleştirmekte ve çalışanı korumasız, yalnız bırakmaktadır.
Bugün hastaneler; şifa dağıtılan yerler değil, öfkenin biriktiği, sabrın tükendiği, umudun bıçakla savrulduğu alanlara dönüşmüştür. Çünkü bu sistemde halkın sağlığı da hekimin yaşamı da değersizleştirilmiştir.
Yetkililere soruyoruz:
• Kaç doktor daha yaralanmalı?
• Kaç hemşire daha darp edilmeli?
• Kaç sağlık emekçisi daha ölmeli?
“ARTIK YETER!”
Sağlık kurumlarında ve çalışma alanlarında karşılaştığımız sağlıkta şiddet, artık vandalizme dönüşmüş durumdadır.
Sağlık Bakanlığı’nın başlıca görevlerinden biri, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını iyileştirmek ve onları şiddetten arındırılmış ortamlarda çalıştırmaktır. Ne yazık ki sağlık kurumlarına silah, sopa, kesici-delici aletlerle rahatça girilebilmekte; sağlık çalışanları çoğu zaman bir odaya kapanarak ya da kapı arkasında barikat kurarak saldırılardan korunmaya çalışmaktadır.
Sağlık Bakanlığı’nın kurduğu Beyaz Kod Sistemi’ne bugüne kadar en az 122 bin şiddet vakası bildirilmiştir.
Sağlık hizmetinin kalitesi yerine başvuru sayısıyla övünülen popülist sağlık politikaları, acil servisleri kaotik çalışma alanlarına dönüştürmüştür. Acile başvuru sayıları OECD ülkelerinde her 100 kişi başına 27 iken, ülkemizde bu sayı 177’dir.
Tüm bunlara ek olarak, sağlıkta şiddete maruz kalan güvenlik görevlileri, cezai ve tazmin süreçlerinde hiçbir hak talep edemeyecekleri bir düzenlemeye tabidir. Bu adaletsizliğe de dikkat çekiyor, acil düzenleme yapılmasını talep ediyoruz.
Biz sağlık emekçileri kurban değiliz!
Kolluk kuvveti de değiliz, müşteri temsilcisi hiç değiliz!
Biz, bu ülkenin sağlığını ayakta tutan insanlarız.
Ama ne yazık ki çalıştığımız yerler artık güvenli değil. Ne acil servisler, ne poliklinikler, ne ameliyathaneler…
Yaşanan bu şiddet olayı münferit değildir. Sorumlular adil şekilde yargılanmadıkça, bu şiddet bitmeyecektir. Yalnızca saldırgan değil, bu ortamı yaratan sağlık politikaları da yargılanmalıdır.
TALEPLERİMİZ
Sağlıkta şiddete karşı cezasızlığın son bulması için, Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından hazırlanan "Sağlıkta Şiddet Yasası" bir an önce yasalaştırılmalıdır:
Sağlık çalışanlarına yönelik işlenen suçlarda cezalar artırılmalı, cezasızlık sona erdirilmelidir.
Bu suçlarda “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” ve “denetimli serbestlik” uygulamaları kaldırılmalıdır.
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) “sağlık çalışanlarına yönelik şiddet” başlığıyla yeni bir suç kategorisi tanımlanmalıdır.
AÇIKÇA BELİRTİYORUZ:
• Sağlıkta şiddet bir güvenlik değil, sistem sorunudur.
• Bu düzene razı değiliz.
• Her saldırının hesabı sorulana, sağlıkta şiddet sona erene kadar susmayacağız.
• Yetkilileri uyarıyoruz: Bu çöküşü izlemekle değil, sorumluluk alarak durdurabilirsiniz!
Sağlıkta şiddetin sona ermesi için vereceğimiz mücadeleyi sonuç alana dek sürdüreceğiz.
Mesleğimizi, emeğimizi ve yaşam hakkımızı savunuyoruz!”
“Sağlık emekçilerine yönelik şiddeti kınıyoruz!” başlığı ile SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) adına açıklama yapan Figen Saat,şu ifadeleri kullandı:
“Dün, Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi'nde yaşanan talihsiz ve kabul edilemez bir şiddet olayıyla bir kez daha derin bir üzüntü ve öfke duyduk. Psikolojik sorunları olduğu belirtilen bir şahsın, elinde bıçakla güvenlik görevlilerine ve polise rağmen saldırısı, sağlık emekçilerimize can güvenliği bir kez daha tartışılmasına neden olmuştur. Bu saldırıda yaralanan arkadaşlarımıza acil şifalar dilemekte, geçmiş olsun dileklerimizi sunmaktayız.
Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi'nde yaşanan ve kabul edilemez bu şiddet olayı, sağlık emekçilerine yönelik şiddetin ne denli yaygınlaştığını ve sistematik hale geldiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Sağlık, insan hayatının en temel haklarından biridir ve bu hakkın korunması yükümlülüğü sağlık emekçilerinin omuzlarındadır. Ancak maalesef, sağlık emekçileri bu kutsal görevi yerine getirirken, her gün artan şiddet olaylarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Her gün yeni bir şiddet olayıyla karşılaşmak, sağlık emekçilerinin moralini bozan, onların motivasyonunu düşüren ve çalışma ortamlarında huzursuzluk yaratan ciddi bir sorundur. Sağlık Bakanlığı ve yetkili makamlar, bu şiddetin önlenmesi için daha etkin adımlar atmalıdır.
Sağlık emekçilerimizin maruz kaldığı şiddet, sadece onların bireysel sorunu değil, aynı zamanda toplumun sağlığını doğrudan etkileyen bir sorundur. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, sağlık hizmetlerinin aksamasına ve vatandaşların sağlıklı bir yaşam sürme hakkının engellenmesine neden olmaktadır.
Sağlık emekçilerinin maruz kaldığı şiddeti kınamak, çözüm önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak ve toplumsal farkındalık yaratmak için bu basın açıklamasını yapıyoruz ve soruyoruz:
Daha kaç arkadaşımız şiddete uğrayacak?
Daha kaç canımız gitmeden sağlıkta şiddet durdurulacak?
Peki, etkili önlem, gerekçe, çözüm nerede?
Hastane ortamlarının, yeterli güvenlik önlemleri alınmaksızın adeta açık hedef haline gelmesi kabul edilemez. Güvenlik görevlilerinin sayısının artırılması, hastanelere girişlerde detaylı güvenlik taramalarının yapılması ve saldırganların cezalandırılmasında adaletin sağlanması gerekmektedir. Özellikle, bıçaklı veya ateşli silahlarla yapılan saldırılar, çok daha ciddi sonuçlar doğurmakta ve buna karşı acil önlemler alınması gerekmektedir. Bir kez daha görüldü ki, mevcut önlemler yetersizdir ve şiddetin önlenmesi için daha kapsamlı tedbirler alınmalıdır.
Sağlık emekçilerine yönelik şiddet suçlarının cezalarının ağırlaştırılması ve caydırıcı hale getirilmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Suçluların hak ettikleri cezayı alması, benzer olayların tekrarlanmasının önüne geçecektir.
Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin önlenmesinde toplumun rolü büyüktür. Toplumun sağlık emekçilerine saygı duyması ve şiddetin hiçbir koşulda kabul edilemez olduğu bilincinin yaygınlaştırılması için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır.
SES olarak, sağlık emekçilerinin can güvenliğini sağlamak ve şiddeti sona erdirmek için her platformda mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu mücadelede yalnız olmadığımızı, halkımızın ve vicdanlı herkesin yanımızda olduğunu biliyoruz. Sağlık emekçilerine yönelik şiddeti bir kez daha kınıyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Unutmayalım ki, sağlık emekçilerinin güvenliği, toplumun sağlığıdır.”
10737,21%-0,06
40,67% 0,08
46,45% -0,09
4308,19% 0,21
6915,25% -0,19